'Madencilik Sektörü İstişare Toplantısı' Çanakkale'de gerçekleştirildi

Madencilik Sektörü İstişare Toplantısı, 24 Haziran 2022 tarihinde Çanakkale Madenciler Derneği (ÇAMAD) ev sahipliğinde Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. Düzenlenen toplantıya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) yetkilileri de katıldı. MAPEG Genel Müdürü Cevat Genç, madencilik sektörünün temsilcilerinin sorunlarını tek tek dinleyip not alırken, madencilikle ilgili süreçlerin hassasiyetle yönetilmesi gerektiğini belirtti.

Madencilik Sektörü İstişare Toplantısına, MAPEG Genel Müdürü Cevat Genç, ÇAMAD Başkanı Mehmet Tülek, Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Başkanı Ali Emiroğlu, Agrega Üreticileri Birliği (AGÜB) Başkanı Şevket Koruç, Türkiye Mermer Doğal Taş ve Makineleri Üreticileri Birliği Başkanı Hanifi Şimşek (TÜMMER), Yurt Madenciliği Geliştirme Vakfı (YMGV) Başkan Yardımcısı Hasan Yücel, Ege Maden İhracatçı Birlikleri (EMİB) Başkanı İbrahim Alimoğlu ve sektör temsilcileri katıldı.

Etkinlikte konuşan MAPEG Genel Müdürü Cevat Genç, “Ben de bir maden mühendisiyim. Bu sektörün, ülkemiz için olmazsa olmaz olduğunu biliyoruz. Oturduğumuz sandalyeden, içtiğimiz çayın bardağına kadar madensiz yol almamız mümkün değil. Hammaddeye baktığınızda madensiz olmayacak gelişimler görüyoruz. Hayatın her noktasında biz olacağız, madensiz olmayacak. Ukrayna-Rusya savaşıyla görüyoruz ki, enerji ve diğer kaynaklarda kendi özvarlığınız olmazsa, enerji kaynağını elinde bulunduranlar o kaynağı silah gibi kullanabiliyor. Siz üretmezseniz ve tekel olursa, bunu yönlendirecek tek oyuncu olursa bu mağduriyet oluşturur” dedi.

“Sektörün ÇED raporları Avrupa standartlarında”

Orman izinleri konusuna da değinen Genç, “Türkiye’nin yüzde 27’si orman. Ormanlarımızın bazı kısımlarında ruhsat almanız mümkün değil. Sistem otomatik olarak size ruhsat vermez. Mesela siz işletme ruhsatı aldığınızda işletme yapabiliyor musunuz? Hayır. Öncelikle bütün izinleri almanız lazım. İşletme izni olanlar ancak üretim yapabilir. Biz üretim yaptık diyen ruhsat sayısı yaklaşık 4 bin 100. Bunlara baktığımızda ormanda 1,7’lik bir alanı içine aldığını görüyoruz. Tabii ki hassasiyet gösterilmeli. Zaten Orman Genel Müdürlüğünden izin alınıyor. Bizim Çevresel Etki Değerlendirmesi dediğimiz raporlara bakın, hepsi Avrupa standardındadır. Standartlar bellidir, altında olduğunda zaten durdurulur. Bu hassasiyet devletimiz tarafından gösteriliyor. Hepimiz daha hassas davranmak zorundayız. İnsanı dışlayan, köyü, sosyal yapıyı dışlayan bir anlayışla madencilik yapma yolu yok.” açıklamasında bulundu.

ÇAMAD Başkanı Mehmet Tülek de, “Anladığım kadarıyla bizim sektörümüzün çok fazla sorunu yok galiba. Çünkü katılım bizim tahmin ettiğimiz gibi olmadı. Herkesin işleri iyi herhalde diye düşünüyorum.” diyerek sitemde bulundu.

“İnsanı ve çevreyi önceleyen bir anlayışla üretmemiz gerek”

TMD Başkanı Ali Emiroğlu ise şunları söyledi: “Madencilik olmadan tarımı da geliştirmemiz mümkün değil. Ülkelerin yer altı kaynakları, gerçekten ülkelerin değerleri ve toplumun gelişiminin temel taşıdır. Madencilik olarak hem bizim madenciler olarak üzerimize düşen görevler var hem de madencilerin sorunlarının ele alınıp çözüm yolunun bulunması gerekiyor. Ben madenlerin ülkenin gelişiminde stratejik olarak öneminin olduğunu düşünüyorum. Önümüzde gerçekten sorunlar var. Ülkemizin gelişmiş insan potansiyeli var. Yer altı potansiyelimiz var. Doğru bir şekilde değerlendirmemiz lazım. İnsanı ve çevreyi önceleyen, yöresel kalkınmayı yücelten bir anlayışla üretmemiz, doğru bir şekilde üretmemiz gerekiyor.”

“Üretmekten başka çaremiz yok”

AGÜB Başkanı Şevket Koruç ise sektörler ilgili sorunları şu şekilde paylaştı: “Sektörün mevcut durumuna baktığımızda, 2018 yılında 450 milyon tonlardan, şu anda yaklaşık 300 milyon tonlara kadar gerilediğini görüyoruz. Yaklaşık yüzde 50 hacim kaybına uğradık. Pandeminin etkisi ise tuz biber oldu. Geldiğimiz noktada Türkiye genelinde yaklaşık olarak 750-800 milyon ton gibi bir kapasitenin olduğunu biliyoruz. Bir tarafta 300 milyon tüketim varken 750 milyon ton kapasite var. Arz ile talep arasında ciddi bir makasın olması rekabetin inanılmaz seviyelere çıkmasına neden oluyor. Üreticilerimiz mücadele ederlerken, izinlerin alınması noktasında bir takım sıkıntılar yaşıyorlar. Üretmek, üretmek, üretmek; başka çaremiz yok.”

“Standartlarımızı geliştirmeliyiz”

Toplantıda söz alan YMGV Başkan Yardımcısı Hasan Yücel, “Daha çok üretmemiz lazım. Stratejiler değişiyor. Bakışlar değişiyor. Ülkeler buna göre kendini yeniden konumlandırıyor. Madende doğaya müdahale olunca, her tarafta bir refleks gelişiyor. Yerleşim alanları, tarım alanları bu gelişim, bu zorlamalar devam ederken, dünya bundan vazgeçmiyor. Yeni teknolojiler gelişiyor. Enerji yatırımları dünyada gündeme geliyor. Ülkeler bunu bir şekilde, bu işin endüstrisinin güçlü olduğu ülkeler bunu dengeli yönetmeye çalışıyor. Bizim gibi siyah beyaz bakılmıyor. Orta yol bulunmaya çalışılıyor. Çanakkale tarım alanları, orman alanları gibi birçok güzelliği ile ön plana çıkıyor. Bir yanda da tarih boyunca çok güçlü maden yatakları var. Bu bakımdan da dikkat çekiyor. Madenciliği sadece ticari faaliyet olarak düşünmek mümkün değil. Biz madencilere çok önemli görevler düşüyor. Üretim anlayışımızı değiştirmemiz lazım. Lisans aldıktan sonra birçok şeyle mücadele ederken, sosyal etkiyi de analiz etmemiz lazım. Maden bulunduğu bölgelerde üretiliyor ama projeyi her boyutu ile inceleyip ortaya koyalım ki köylerin gelir kaynaklarının olduğunu göz önünde bulunduralım. Madenciler olarak çuvaldızı kendimize batırmamız lazım. Topyekûn kültürümüzü değiştirmemiz lazım. Standartlarımızı ne kadar geliştirirsek, sosyal boyutu topluma ne kadar anlatabilirsek, madencilik daha iyi yapılacaktır.” şeklinde konuştu.