Doğal taş sektörü MERSEM 2021'de buluştu

Türkiye 11. Uluslararası Mermer ve Doğal Taş Kongresi ve Sergisi (MERSEM 2021), 10-11 Aralık 2021 tarihleri arasında Diyarbakır Divan Otel’de gerçekleştirildi. Türkiye Madenciler Derneği’nin de (TMD) destekleyicileri arasında yer aldığı kongrede doğal taş sektöründeki gelişmeler tüm yönleri ile değerlendirildi. 

Kongrenin açılışında konuşan TMMOB Maden Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı Doğan Hatun, kongre ile gerek bilimsel anlamda gerekse de dış ticaret açısından sektörün tüm paydaşlarının bir araya geldiği bir buluşma noktası olduğuna dikkat çekerek, “Kongrenin hazırlık aşamasında sektörümüzde yaşanan sorunların güçlü bir şekilde tartışılacağı ve sonuç alacağımız bir etkinlik gerçekleştirmek için özenle çalıştık” dedi. 

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel de, madencilik faaliyetlerinin uzun yıllar gerektiren araştırma, planlama ve projelendirmelerle gerçekleştirilebilen bir üretim faaliyeti olduğuna dikkat çekerek,  “Bu nedenle istikrarlı bir ekonomik yapıya, uzun vadeli madencilik politika ve mevzuatına ihtiyacımız var. Ancak son 19 yıl içinde Maden Kanunu’nda yapılan 28 adet değişiklik ve yaşanan ekonomik krizler sektörümüzü olumsuz etkilemiş ve sektörümüzün önünü kapamıştır. Ülkemiz doğal taş ve mermer sektörünün rekabet gücü yüksektir. Ancak politikasızlık, mevzuattaki değişiklik ve belirsizlikler sektörümüzün uluslararası alanda hak ettiği değeri elde edememesine neden olmuştur. Bu nedenle sektörde üretim ve kalite artışı ile inşaat ve sanayi sektörleri ile entegrasyonunu amaçlayan kısa, orta ve uzun dönemli stratejik planların bir doğal taş politikası temelinde gerçekleştirilerek süratle uygulamaya konulması gerekmektedir” şeklinde konuştu. 

“Önemli bir istihdam kaynağı olan sektörümüzün korunmaya ve teşvike ihtiyacı var”

Türkiye’nin dünya doğal taş rezervinin önemli bir bölümüne sahip olduğunu ifade eden Yüksel, şöyle devam etti: “Bu rezervler içerisinde 650’ye varan renk ve dokuda mermer çeşidinin bulunduğu bilinmektedir. Bu zenginliğe rağmen ülkemizde mermer ve doğal taş üretimi 2017 yılında 19 milyon ton civarındayken bu rakam 2020 yılında 14.7 milyon tona düşmüştür. Yine aynı dönem içerisinde mermer ve doğal taş ihracatımız 2 milyar doların üzerindeyken bu rakam 1.9 milyar dolar seviyesine düşmüştür. Sektörümüzde yaklaşık 1500 adet doğal taş ocağı, fabrika ölçeğinde 2 bin kadar tesis, orta ve küçük ölçekli 9 bin adet atölye faaliyet göstermektedir. Buralarda istihdam edilen kişi sayısı ise 300 bin civarındadır. Önemli bir istihdam kaynağı olan sektörümüzün korunmaya ve teşvike ihtiyacı var.” 

“Madencilik faaliyetlerinin bilime ve tekniğe uygun olarak yürütülmesi şart”

Madencilik sektörünün son yıllarda yaşanan iş kazaları ve çevresel sorunlar nedeniyle toplumun gözünde tartışılır hale geldiği ve toplumsal tepkilerle karşı karşıya kaldığını anımsatan Yüksel, bu sorunların çözümü için madencilik faaliyetlerinin bilime ve tekniğe uygun olarak yürütülmesinin şart olduğunu söyledi. Maden işletmelerinde bilimin ve tekniğin temsilcilerinin maden mühendisleri olduğunu vurgulayan Yüksel, “Maden mühendisliği hizmetleri mesleki güvence ve bağımsızlığa kavuşturulmadığı sürece bu sorular yaşanmaya devam edecektir. Madencilik faaliyetlerinin kaynak kaybına yol açmadan, çevreyle barışık, akılcı, ekonomik kurallara göre, iş güvenliği ve işçi sağlığı esasları çerçevesinde yürütülmesi, bilimsel ve teknik bilgilerin kullanımıyla mümkündür. Bu durum sektörde bilim ve teknolojinin uygulayıcısı olan maden mühendislerinin istihdamını gerekli kılmaktadır” dedi.

“Diyarbakır’daki firmalarımız tüm Orta Doğu’nun doğal taş ihtiyacını karşılayabilir”

Diyarbakır Mermerciler ve Madenciler Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Çağdaş, Diyarbakır’ın 10 bin yıllık bir maden işletmeciliği mirasına sahip olduğunu belirterek, Diyarbakır’ın çeşitli bölgelerinden çıkarılan mermerlerin bugün uluslararası piyasalarda ‘Diyarbakır Taşı’ olarak nam saldığını söyledi. 

Dernek olarak, Diyarbakır ekonomisinin lokomotifi olan mermercilik sektörünü ileriye taşımak ve ulusal madencilik politikasının oluşmasında söz sahibi olmak için etkin bir çalışma içinde olduklarını anlatan Çağdaş, “Çünkü madencilik sektörü Diyarbakır sanayisinde ve ihracatında oldukça önemli bir paya sahip. Diyarbakır OSB’de faaliyet gösteren 23 mermer fabrikası tüm Orta Doğu’nun doğal taş ihtiyacını karşılayabilecek bir kapasiteye sahiptir. İlimizde halen aktif olarak 74 maden işletmesi, 29 adet de mermer ocağı bulunmaktadır” diye konuştu. 

“En önemli sorunumuz ruhsat güvencesi”

Sektörün en önemli sorunlarının başında ruhsat güvencesi geldiğini ifade eden Çağdaş, şöyle devam etti:

“Ruhsat süreçlerinin ve izinlerinin öngörülemez bir boyuta ulaşması en önemli sorunumuz. Bürokratik süreçlerin hafifletilmesi, madencilik ve özellikle de mermercilik sektörünün daha aktif ve piyasaya koşullarının yakalaması için çok önemsediğimiz bir durumdur. Bu izin süreçleri ve bürokraside yaşadığımız hantallığın ortadan kaldırılması için Türkiye’de bir maden bakanlığına ihtiyaç var. İllerde mutlaka maden izleme komisyonlarının oluşması lazım. Özellikle mermer sektörü kamu eliyle yürütülmediği için bu maden izleme komisyonlarında sektör temsilcilerinin bulunması gerektiğine inanıyorum.”

“Mermer sektörü Diyarbakır ekonomisi için çok önemli”

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, mermer sektörünün Diyarbakır ekonomisi için çok önemli bir sektör olduğuna dikkat çekerek, “Gerek yarattığı istihdamla gerekse elde ettikleri gelirleri yine şehrimize yatırım yaparak kullanmalarıyla gerekse de tüm kültürel etkinliklerimizde kurumlarımıza sundukları desteklerle bizleri güçlendiren mermer sektörüne çok teşekkür ediyorum” dedi. 

“Yılı 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı öngörüyoruz”

Kongrenin açılışında konuşan İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer de, Türkiye’nin maden ihracatının geçen yıla kıyasla artış gösterdiğine dikkat çekerek, “Yaklaşık 11 ayda 5.4 milyar dolarlık bir seviyeye ulaşmış durumdayız, yılı da yaklaşık 6 milyar dolarlık bir ihracatla tamamlamayı öngörüyoruz. Doğal taş ihracatımız da yıl sonunda 2 milyar doları aşmış olacak. İhracat rakamlarımız daha da ileriye gidebilirdi. Konteyner problemleri ve yaşadığımız başka sorunlar maalesef bu rakamlarda kalmamıza yol açtı. Ama inanıyorum ki 2022 yılında çok daha başarılı olacağız” dedi.

“140’tan fazla öğrenciye asgari ücret düzeyinde burs veriyoruz”

Madenciliğin ülkeler için olmazsa olmaz sektörlerin başında geldiğini ifade eden Dinçer, kullanılan her ürünün hammaddesinin en az bir maden ürününden oluştuğunu vurguladı. “Kendi kaynaklarımızı kullanabilmek, bunları zenginleştirebilmek ve yeni cevherleri keşfedebilmek adına maden mühendislerimize ve jeoloji mühendislerimize çok önemli bir görev düşüyor” diyen Dinçer, şöyle konuştu: 

“Mühendislik bilimine verdiğimiz önem nedeniyle maden mühendisliği, jeoloji mühendisliği, maden cevher hazırlama mühendisliği ve jeofizik mühendisliği bölümlerinin ilk 50 binine giren öğrencilere burs vermeye başladık. İMİB olarak, Ege Maden İhracatçıları Birliği ve Batı Akdeniz Maden İhracatçıları Birliği ile birlikte 140’tan fazla öğrenciye asgari ücret düzeyinde burs veriyoruz. Sektörümüzü daha başarılı ve zeki öğrencilerin tercih etmesini sağlamak, kamuda, özel sektörde ve üniversitelerde başarılı gençlerin yer alması, bu sektöre yeni bir vizyon çizmesi, gelecek on yıllarımızı daha başarılı yürütebilmek adına bu çalışmayı yürütüyoruz. Doğal taşa ocaklarımızda da fabrikalarda da katma değer katıyoruz. Dolayısıyla bu gerçeği bilerek doğal taş sektörünün önemini her platformda vurgulamak çok önemli.”

Bilim insanları, kamu kurumlarının temsilcileri, sektör profesyonelleri ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin katıldığı kongrede; doğal taş madenciliğinin çevresel ve hukuki problemleri, ocak ve fabrika işletmeciliğindeki gelişmeler, doğal taş mimari uygulamaları, kaynakların verimli ve sürdürülebilir kullanımı, pandeminin Türkiye ve Dünya doğal taş sektörü üzerindeki etkileri ele alındı.